Bitmeyen Gelenek: Gezici Festival 26. yılında

Açık Dergi
-
Aa
+
a
a
a

Gezici Festival 26. edisyonuyla Ankara, Kastamonu ve Sinop'ta gerçekleşiyor.  

Gezici Festival'in 26'sı da yine Behiç Ak imzalı bir posterle izleyici karşısına çıkıyor.
26. Gezici Festival bu hafta sonu başlıyor!
 

26. Gezici Festival bu hafta sonu başlıyor!

podcast servisi: iTunes / RSS

Ankara Sinema Derneği'nin 1995 yılından bu yana düzenlediği Gezici Festival,  26 Kasım-2 Aralık tarihleri arasında Ankara’da, 3-5 Aralık’ta Sinop’ta ve 6-8 Aralık’ta Kastamonu’da perdelerini açarken, sanat yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu'yla beraberiz ve dünden bugüne Gezici Festivali konuşuyoruz.


Sinemanın seçkin örneklerini Türkiye’nin farklı kentlerindeki seyircilerle buluşturmak, kültür hayatımızı zenginleştiren karşılaşmalara vesile olmak düzenlenen etkinlik, bu sene Türkiye'den ve dünyadan film seçkisinin yanı sıra; önemli bir arşiv çalışmasına da imza atıyor. Yıllar boyu festivale emek vermiş ve artık aramızda olmayan usta Tuncel Kurtiz'in sürgün yıllardan iki film Gezici Festival'de izleyicisiyle buluşuyor.

“Saç” 45 yılın ardından ilk kez Gezici Festival’de! 

Gezici Festival’in maceralı bir arayışın sonunda ulaştığı, Tuncel Kurtiz’in 1976 sonbaharında Niğde’nin Değirmenli köyünde başlayıp Toroslardan İç Anadolu’ya kadar her köyü dolaştığı ve İsveç’te sonlanan, ertesi yıl İsveç Televizyonu’nda gösterilen “Saç” filmi 45 yılın ardından ilk kez izleyiciyle buluşacak. 

Biri Anadolu’da saç toplayıcısı, diğeri ise bu saçları İsveç pazarına satmayı hayal eden göçmen işçi, iki karakterinin hikâyesini birbirine paralel olarak kurgulayan film, belge niteliğinin yanı sıra kurmacaya yaklaşan yapısıyla da ilgiyi hak ediyor. Ekonomik koşulların zorlamasıyla saçlarını satmak zorunda kalan genç kızların çaresizliğini de gözler önüne seren ve 70’lerin sinema anlayışını gözeterek değerlendirilmesi gereken filmin görüntü yönetmenliğini Gani Turanlı üstlenirken, müzikler Zülfü Livaneli’ye ait.

Yaşar Kemal hikâyesinden uyarlama “Bebek” 

Tuncel Kurtiz’in Sürgün Yılları” başlıklı bölümünde yer alan ikinci film ise, 20’yi aşkın kitabı, çok sayıda televizyon belgeseli ve filmine karşın, değeri yeterince bilinmemiş İsveçli yazar ve yönetmen Barbro Karabuda’nın imzasını taşıyan “Bebek”. Barbro Karabuda’nın yakın dostu Yaşar Kemal'in yurt dışında yayınlanan ve birçok dile çevrilerek yazarın uluslararası düzeyde tanınmasını sağlayan ilk hikâyesinden uyarladığı filmde Tuncel Kurtiz’in yanı sıra Aliye Rona, Rahmi Saltuk, Tunç Okan ve Güneş Karabuda da rol alıyor

“Bebek”i farklı kılan özelliklerden biri, film ekibinin, koşulların da zorlamasıyla, Yaşar Kemal’in dünyasını bu kez Cezayir’in Zeralda kasabasında ete kemiğe büründürmeleri ve Bergman filmlerinden tanıdığımız Harriet Andersson ile İsveç’in tanınmış yıldızlarının filmde köyün kadınlarını neredeyse kusursuz bir aksanla Türkçe konuşarak canlandırmaları. 

Tuncel Kurtiz’in umarsız köylü İsmail’e başarıyla hayat verdiği filmde, kendi tarlalarını ekip biçen Zala ve İsmail’in öyküsü anlatılıyor. Evde tek başına doğum yapan Zala’nın hayatını kaybetmesiyle bebeğini yaşatabilmek için sütanne arayan, bir yandan da ağaya borcunu ödemek için çalışmak zorunda olan İsmail’i odağına alan bu Anadolu filmi, 48 yıl sonra yeniden keşfedilmeyi bekliyor.

Bu özel bölümün yanı sıra, Dünya Sineması, Kısa İyidir, Türkiye Sineması gibi klâsikleşen bölümleriyle Festivalin Ankara gösterimleri Çankaya Belediyesi’nin katkılarıyla 26 Kasım–2 Aralık tarihleri arasında Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleşiyor.  

Ayrıntılı bilgi için: https://ankarasinemadernegi.org/

Açık Dergi'de Ankara Sinema Derneği başkanı ve Gezici Festival sanat yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu ile festivalin tarihine ve özel bölümlerine göz atıyoruz.